Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da “Türkiye Katılım Bankaları Birliği’nin (TKBB) 23. Olağan Genel Kurulu”nda konuşuyor.
Müdahale etmeseydik vatandaşlar tarafından 40 milyar dolar altın ithal edilecekti. Sürdürülebilir yüksek büyüme fiyat istikrarından geçiyor.
Gelir dağılımındaki bozulmayı tersine çevirmek için fiyat istikrarını sağlamamız lazım.
Bütçe açığını geçen senenin altına çekmek istiyoruz. Bunun için her türlü tedbiri alacağız.
Bakan Şimşek’ten önemli açıklamalar:
Katılım finansta dünyada bu sektöre öncülük edebiliriz. Müşteri çekme, elde tutma başlı başına bir sorun. Ben inanıyorum ki, iyi bir koodinasyonla biz bu sistemi daha da iyileştirebiliriz. Dünya katılım finansına katılımda bulunup, öncülük yaparız. Türkiye katılım finansta arzuladığımız yerde değiliz ama 10 yılda gelişme sağlanmış durumda. Ürün inovasyonu anlamında kritik rol sektöre düşüyor. Düzenlemeleri tabi ki yapacağız. Burada esas olan sektörün çabasıdır. Tabi sektörün sermaye tabanının da güçlendirilmesi gerektiği ortada. Çok daha güçlü şekilde bunun konumlandırılması anlamında bir ihtiyaç.
Ortalığı bulandırmak isteyenler algıyla programın başarısını sınırlamaya çalışan belli çevreler sosyal medyayı kullanıyorlar. Programın ne şekilde çalışacağını anlamak ülkemizin menfaatine ve sorumlu anlayış da bunu gerektiriyor. Geçen sene dünya ekonomisine baktığımızda karşı rüzgarlar daha yoğundu. Kısmen devam etmekle birlikte yılın ikinci yarısından itibaren Türkiye ekonomisine bakarsak daha iyi ekonomik arka plan çizebiliriz. Ana ticaret ortaklarımızdaki toparlanma bunun arka planında geliyor. Makro ekonomik dengesizlikleri giderirken iç talebin yumuşaması gerekiyor. Bu beraberinde sorun yaratmaması için ihracat üzerinden büyümemiz gerekiyor. Net ihracatın büyümeye pozitif katkı vermesini arzuluyoruz. Küresel arka plana baktığınız zaman reel büyüme açısından Türkiye programını destekleyici tutumla karşı karşıyayız.
Küresel dezenflasyon başarıya ulaştı. Yüzde 2’ye giden zorlu evre zorlu gibi görünse de 2025’te ABD’de enflasyonun yüzde 2’ye düşmesi piyasaların ortak fikri. Dolayısıyla dezenflasyon süreci başarıyla dünyada devam ediyor. Küresel finansal koşulların bir miktar iyileşmesi sağlanacak. Emtia fiyatları küresel büyüme göreceli olarak yüzde 3 civarı büyümeyle gittiğimiz için reel anlamda artış öngörülmüyor. Büyük jeopolitik sorun yaşanmazsa öngörüler reel olarak emtia fiyatlarının sabit seyredeceği öngörülmektedir.
En büyük önceliğimiz bizim fiyat istikrarını sağlamamızdır. Sermaye piyasalarının gelişmesini istiyoruz. Bunu destekleyecek mali disiplin olmazsa olmaz. Yapısal dönüşüm bu kazanımları kalıcı hale getirmek içindir. Rekabet gücü, verimlilik artışı sağlayamazsak bu kazanımlar kalıcı olmuyor.
Bizim vatandaşımız geçen sene müdahale etmeseydik 40 milyar dolarlık altın ithal edecekti. Altın sistemdeyse faydalı olur değilse atıl bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor. Vatandaşımızın tercihlerine tabi ki saygılıyız. Yüksek enflasyonda fiyat istikrarı çok önemli.
Dezenflasyon için koşulların oluşturulması lazımdı. Mayıs ayında Merkez Bankamız yüzde 75-76 oranında enflasyon bekliyor.
Türkiye’ye sermaye artışı çok güçlü. KDV ve diğer vergileri artırma gibi programımız yok, muafiyet ve istisnaları gözden geçireceğimizi söyledik.
Herkes hakkıyla vergisini ödesin. Burada kanunlardaki sorumluluğunu herkes yerine getirecek.
Türkiye’ye çok ciddi şekilde kaynak girişi var. Bankalar ve reel sektörün dış borç çevirme oranı ciddi şekilde iyileşti.
Programı eleştirmek için carry trade diyorlar. Biz asla sıcak paraya güvenmeyiz, sıcak para sistemin bir parçasıdır. Reel sektörün getirdiği para sıcak para değildir. Türk tahvillerine, hisse senetlerine kaynak geliyor. 2-5 yıllık faizler düştü. Hazine’nin faizleri düştü. Türkiye’ye 60 milyar dolar kaynak gelecek. Kaynak sorunumuz önemli ölçüde çözülüyor. Kaynak sıcak para değil. Eleştiriye kapılanların resmi iyi görmesinde fayda var.
Merkez Bankamızın rezervleri artıyor. Dolayısıyla rezervlerimiz çok daha hızlı şekilde iyileşiyor.